Türkiye’de Faaliyet Gösteren Bankalar
Hali hazırda devlet ya da özel bankaların sayısının her geçen gün arttığı Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi işleyişi bulunur. Yabancı merkezli bankaların yanı sıra, özel sektör ve devlet kurumu nitelikli bankaların hizmetlerinde ulusal ve uluslararası parametreler mevcuttur. Osmanlı’ya kadar giden tarihi süreçte ise bankacılığın kısa zamanda hızlı bir şekilde geliştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Peki, Türkiye’deki bankalar hangileridir, Türk bankacılık sistemi nasıl gelişti?
Türkiye’de Bankacılık Gelişimi
Bankacılık sektörü ilk kez Tanzimat Sonrası ortaya çıkarken tam işleyişiyle gerçek bir banka statüsünde olan İstanbul Bankası, 1847 yılında faaliyetlerine başlamıştır. Bunun dışında ilk ticaret ve mevduat bankası olan Osmanlı Bankası ise 1856 yılında İngiliz sermayesi öncülüğünde kurulmuştur. Aynı zamanda ilk emisyon bankası unvanını da taşımaktadır. İlk ulusal sermayeli banka “Memleket Sandıkları” ismini taşırken 1861 yılında Mithat Paşa tarafından tarım sektörüne destek olması amacıyla faaliyete geçirilmiştir. Bunların haricinde birçok bankanın kurulmasıyla sektöründe geliştiği söylenebilirken Ziraat Bankası Cumhuriyet Dönemi için ilk devlet bankası, Türkiye İş Bankası ise ilk özel sektör bankası olarak halen hizmet vermektedir.
1930 yılında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulmuş olup 1929 Dünya Ekonomik Krizi’nin etkilerinin geçirilmesi amacıyla faaliyetler yürütmüştür. İlerleyen yıllarda bankaların sayısı hızlı bir şekilde artarken 1980’li yılların ikinci yarısında faiz oranları ve döviz kurlarındaki devlet sınırlamaları da kaldırılmıştır. Bu durum bankacılık sektörü açısından oldukça büyük bir gelişme olarak kaydedilirken mali liberalizasyon süreci başladığı da vurgulanabilir. 1990 yıllara gelindiğinde ise mali yapının bozulması bankaların iflas kararları almasını beraberinde getirir. 2000li yıllarda ise tekrardan yapılanma Bankalar Kanunu ile düzenlenmiştir.
Türkiye’de Bankacılığın Önemi
Avrupa’ya kıyasla çok geç gelen bankacılık işlemleri şu an itibariyle oldukça büyük öneme sahiptir. Dış piyasaların takip edilmesi, serbest piyasa şartlarının belirlenmesi ve ithalat-ihracat işlemlerinin çok daha kolay bir şekilde yapılması bankacılık sektörünün kazandırdıklarıdır. Entegreli bir şekilde tüm dünya ülkeleriyle işlemlerin yapılması sağlanırken aynı zamanda mali olarak kaynakların yaratılması, paranın yönetimi de bankacılık becerileriyle doğru orantılıdır.
Bankalarda Faiz Oranları Nasıl Belirlenir?
Ekonominin en temel verilerinden kabul edilen faiz oranları birçok farklı parametrenin sonucunda hesaplanmaktadır. Para ile zaman ilişkisi olarak da açıklanabilirken konjonktür etkisinden dolayı paranın değerli ya da değersiz olması söz konusudur. Risksiz faiz oranıyla minimum reel getiri tanımlaması yatırımcı için mümkün olmaktadır. Faiz oranlarında belirleyici olan hususların başında enflasyon beklentileri gelmektedir. Enflasyon artışıyla birlikte sahip olunan paranın satın alma gücü düşecektir. Bu durumda değerler algısında değişim durumu ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte uzun vade seçenekleri de belirleyicidir. Uzun vadeli süreçlerde bilinmezliklerin fazla olmasıyla risklerde yükselmektedir. Bundan dolayı yüksek vadeli kredilerin faiz oranları çok daha yüksek olmaktadır. Kısa vadeli seçeneklerin tercih edilmesi bu durumla açıklanabilir. Alınan ödemenin geri ödenmemesi halleri için geçerli olan temerrüt risk primi de faiz oranları hesaplamalarında etkilidir. Likidite risk primi hesaplamaları da faiz oranları açısından önem taşırken nakit hesaplamada değer kaybının yüksek olması halinde artış eğilimi olacaktır.
Kredi Faiz Oranlarını Neler Etkiler?
Öncelikli olarak faiz oranları değişimlerinde etkili olan hususların başında para arzı-talebi gelmektedir. Döviz açığının olması durumlarında yükselme eğilimi söz konusu olurken paranın değer kaybında faiz oranları yükselecektir. Enflasyon artışlarının etkili olmasının sebebi de bu durumla açıklanabilir. Enflasyon haricinde döviz kuru, kamu içi borçlanma durumları da faiz oranlarını etkileyen unsurlar olarak açıklanabilir. Peki, katılım bankacılığı bu durumlardan nasıl etkilenir?
Katılım Bankacılığı Nedir, Gelişimi Nasıl Oldu?
İlk olarak Mısır’da ortaya çıkan katılım bankacılığı, her türlü bankacılık faaliyetlerinin faizsizlik prensiplerine yapılması anlayışına dayanmaktadır. Gerçekleştirilen tüm işlemlerde kar payı alımı söz konusu olurken ticaret kuralları çerçevesinde destekler sunulurken finansal kiralama yöntemleriyle fon kullandırma durumları da bulunmaktadır. “Katılım” olarak belirtilmesinin sebebi ise banka tarafından yapılan çeşitli ticari faaliyetlere müşterilerin bireysel olarak kar-zarar durumlarına katılım gösterebilmesinden gelmektedir.
Kredi ya da fon taleplerinde ise doğrudan kişiye finans desteği yapılması söz konusu olmamaktadır. Hiçbir şekilde işlemlerden dolayı ek ücret talepleri olmadığı görülürken herhangi bir malın alımında verilecek fonda ise banka kendi üzerinden bir alım gerçekleştirmektedir. Sonrasında ise o malı talep eden kişiye satış işlemi tamamlanır. Kiralama ve diğer projelerde de durum aynı şekilde gerçekleşirken sabit bir fazlalıkla ödenme durumu olmaktadır.
1985 yılında Bahreyn merkezli bankacılık faaliyetleri yürüten Albaraka ile kurulan ortaklık sonucunda Albaraka-Türk Bankası özel bir finans kurumu olarak hizmet vermeye başlamıştır. Sonrasında ise sektörün çok daha hızlı bir şekilde gelişme kaydetmesiyle bugün itibariyle İslami Bankacılık olarak da tanımlanan sektörde Türkiye Finans, Kuveyt Türk, Albaraka Türk ve çeşitli katılım bankaları bulunmaktadır. Burada yer alan Türkiye’de islami bankalar ile bankacılık sistemine yeni bir soluk gelmiştir. Bankacılık sektörünün %7’si katılım bankalarından oluşurken toplanan fon, kullandırılan fon ve kar payları da yıllık olarak açıklanır.
Türkiye’deki En Önemli Bankalar
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde faaliyet gösteren bankaların sayısı her geçen gün artarken sahip oldukları niteliklere göre de sınıflandırma yapılır. Gün geçtikçe Türkiye’deki en iyi banka sayısı giderek artmakta ve sistem daha kaliteli bir hale gelmektedir. Türkiye’de kurulan şirketler üzerinden bankacılık faaliyeti gerçekleştirilenler arasında Denizbank, Arap Türk Bankası, Odeabank, T-Bank, HSBC, Deutsche Bank bulunmaktadır. Türkiye’de şubeleri var olan bankalar ise JP Morgan Chase Bank, The Royal Ban Of Scotland, Habib Bank Limited, Bank Mellat olarak sıralanabilir. Türkiye’de özel sermayeli bankalar olarak faaliyet gösterenler Türkiye İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, Akbank, Anadolu Bank, Aktif Bank, Garanti, Fibabanka, Türk Ekonomi Bankası, Şekerbank, Tekstilbank gibi listelenebilir. Ayrıca Katılım Bankaları ise Türkiye Finans Katılım Bankası, Albaraka Türk, Kuveyt Turk Katılım Bankası’dır. Devlet Bankaları ise Türkiye Vakıflar Bankası, Ziraat Bankası, Halkbank.
1954 yılında faaliyete başlayan Türkiye Vakıflar Bankası, 925 şubesiyle hizmet verirken Türkiye’nin en büyük 10 bankasından bir tanesidir. Türkiye Halk Bankası ise 961 şubesiyle 1933 yılından beri aralıksız olarak faaliyetlerini devam ettirmektedir. Esnaf ve küçük meslek sahiplerine kredi verilmesinin yanı sıra, üretim-yatırım eksenli işlemler gerçekleştirmektedir. Türkiye’nin ilk özel bankası unvanına sahip Türkiye İş Bankası Türk bankaları ATM özelinde en iyilerden kabul edilirken 23 tanesi yurt dışında olmak üzere 1377 şubeye sahiptir. WAP teknolojisi ve biyolojik uygulama kullanımı bulunmaktadır. 1863 yılına kadar dayanan tarihe sahip Türkiye Ziraat Bankası ise ülkenin en büyük bankası konumundadır. 1800 civarında şubesiyle her yerdeki ATM’leriyle en iyi mevduat yapısıyla lider konumdadır.
Yabancıların Türkiye’de Banka Açma Şartları
Yabancı kuruluşların ya da yabancı bankaların Türkiye’de şube açabilmesi için birtakım şartları öncelikle yerine getirilmesi gerekmektedir. Yabancı menşeli bölgelerden yapılacak süreçlerde şirket ya da bankanın anonim ortaklığına sahip olması lazımdır. Türkiye’ye ayrılan ödenmiş sermayenin belirli tutardan az olmaması ve banka açma şartlarının belirtildiği kanun hükümlerine aykırı durumların taşımaması da önem taşımaktadır.
Herhangi bir ülkede şirketin-bankanın mevzuata aykırı hareketlerin tespit edilmesi, bankacılık işlemlerinden men edilmesi durumlarında Türkiye’de banka açabilmesi, şube kurabilmesi söz konusu değildir. Bununla birlikte yönetim müdürü ve şube müdürlerinin ve şube müdür yardımlarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması da bankacılık hizmetlerinin verilebilmesindeki koşullar arasındadır. Yabancı kişiler tarafından açılacak banka şubelerinde gerekli hizmetlerin tümü ya da bir kısmı verilebilir.